1) Barbara Kaplan Herring

Çakra sistemi, bizim biricik kişiliğimizi olaylar karşısında uygun duruma getirmek için uyguladığımız yoga pratiğimize teorik bir zemin sağlar. Geleneksel olarak Hintliler, insan vücudunun omurganın tabanından başın en üstüne kadar dikey olarak düzenlenmiş yedi ana çakra (enerji) merkezinden oluştuğunu kabul ederler. Çakra, Sanskrit dilinde tekerlek anlamına gelir ve bu “tekerlek”lerin enerjinin dönen girdapları olduğu düşünülür.

Her çakra, insan vücudunda belirli hayat olaylarında hem kendi kendimize hem de dünya ile etkileşimimizde kullandığımız biçim ile belirli fonksiyonlara sahiptir. Güç merkezleri gibi çakralar da hayat enerjilerini alan, absorbe eden ve dağıtan merkezler olarak düşünülebilir. Uzun süreli fiziksel gerginlik, kendini sınırlamak gibi dış dünyadaki olaylar ya da vücudumuzun alışkanlıkları nedeniyle bir çakra yetersiz ya da gereğinden çok fazla çalışabilir. Bu durumda da insan vücudunda dengesizlik meydana gelir.

İnsan vücudunda meydana gelen bu dengesizlik bazı durumlara bağlı olarak geçici olabilir ya da kronik bir hal alabilir. Kronik bir dengesizlik çocukluk deneyimlerine, geçmiş acılara ya da strese veya uluslar arası kültürel değerlere bağlı olarak oluşabilir. Örneğin ailesi her yıl başka bir kente taşınan bir çocuk, bir yere kökleri ile bağlı olmanın ne demek olduğunu öğrenemeyebilir ve ilk çakranın yetersizliği ile büyüyebilir.

Yetersiz bir çakra ne uygun enerji alır ne de dış dünyaya çakranın enerjisini kolayca gösterebilir. Yetersiz bir çakra alanında fiziksel ve duygusal anlamda bir kapalılık duygusu vardır. Depresyonda ve yalnız birinin omuzlarını çökmüş olarak düşünün, kalp çakrası göğse doğru çökmüştür ve yetersiz çakranın açılmaya gereksinimi vardır.

Bir çakra çok fazla enerji ile yüklenmiş olduğunda ya da sağlıklı bir şekilde çalışmadığında, kişinin hayatında oldukça baskın bir güç olarak ortaya çıkar. Beşinci çakrasında (boğaz) enerji fazlası olan bir kişi çok fazla konuşabilir ve iyi bir dinleyici olamayabilir. Oysa sözü edilen çakra yetersiz olsaydı, kişi gerginlik yaşayabilir ve iletişim kurarken zorluk çekebilirdi.